Filme ismini veren de baş karakterimiz takma adıyla; Sybil Dorsett.Gerçek bir hayat hikayesi olan Sybil filmi çocukluk döneminde yaşadığı tacizler sonucu dissosyatif kişilik bozukluğuna yani çoklu kişilik bozukluğu sahip genç bir kadını ele almaktadır.Önce kitap sonrada iki defa aynı isimle 1976 ardından 2007 de film çekilmiştir.
Hatırlayalım; DKB’li kişiler, kendi kişiliklerinin yanında farkında ya da farkında olmayarak bir veya daha fazla alternatif kişilik geliştirir.
Sybil’a okulun psikoloğu Hell tarafından ilk teşhis olarak “histerik” konmuştur. Hell de okuldaki başka meslektaşına Cornelia Wilbur, yönlendirir böylece film başlar.
Cornelia Wilbur’la ilk seansında, sorulara verdiği tutarsız cevaplar vermektedir.Özellikle annesi hakkında sorulan sorularda önce annesiyle aralarının iyi olmadığını söyler.Daha sonra ise yakın arkadaş gibi olduklarını bahseder.Aslında burada cevapları veren sadece Sybil değil, onunla beraber olan diğer bir kişiliği Peggy Loo’dur.Diğer kişiliklerinden biri; Victoria’dır.
İlk seansta konuşmalarında, ebeveynler çok yoğun ilgilenme durumları yok.Sonra kendi duygularını anlatılması istenir.Küçüklükten beri hep hasta olduğunu, insanların ona yapmadığı şeyleri yaptığını, bazen hiç tanımadığı insanlarla karşılaştığını ama o insanların onu tanıdığını söylemeleri.Anlatırken danışanın ağlaması başlar, psikiyatrist nazikçe sorun olmadığını masasındaki peçeteliği uzatır (süreç içindeki bu davranış terapide güveni tazeler, danışanın üstündeki baskın gerginliğini azaltıp rahat ortamda olduğu sezgisini verir).
İkinci seansta, başladığı konudan farklı konudan bahsetmesi.Az önce burda olduğunu sonrasında olmadığını.Ve tekrar gidip geldiğini söylemekte.Aniden kalkıp pencereden atlayıp intihar girişmesi.Hemen oracıkta ilk olan sevgilisinin ölümünü anlatır (onu da anlatayım belki detay farklılık olabilir, üst kısımda otururlarken erkek arkadaşının yerde duran samanlığa sırt üstü atlamasıyla birlikte tırmığın vücudunu delmesi.Doktor gelene kadar Tomy yanında kalır ama büyükannesinden korkusundan kımıldamaz başucunda bekler).Sonra büyükannesinden söz etmesini, yanındayken neler hissettiği sorulur.Danışan inanmaz samimiyetine, onunda herkes gibi kandırılmak isteyip yalan söylediğini, umrunda olmadığını ve orada Sybili kandırdıkları gibi onu kandırıldığını söylemekte.Danışman: sen kimsin diye sorar.Danışan: Sybil.Danışman, onun o olmadığını, bir anda Sybil’in içindeki başka kişiliğin; farkı anlayabiliyor musun diye sorar.Peggy ismini itiraf eder.Sybil karakterinin kendisini bildi bileli sürekli cam kırma davranışları, hafızasının gel gitlerinin olduğu.
Wilburn, bu durumu Hell’e iletir.Bunu benzer çok az olayın kayda geçtiğini, ama Hell’in çoklu kişilik bozukluk diye bir şey olmadığı konuşmaları geçmekte.
Üçüncü seans buluşması; Peggy, Sybil’i anlatıyor; Sybil’in, annesi izin vermediği için öfkelenemiyot olduğunu söylemekte (buda anlaşılıyor ki savunma mekanizmasını kullanmak için Peggy ortaya çıkmakta).Danışman, Peggy’e soruyor; Kime öfkelisin.Cevap; insanlara.Hangi insanlara sorusuna; öfkeli insanlara.Sybilin annesi gibi.Danışman yeni sorusuyla; seni kızdıracak ne yaptı? Cevap olarak; sahne çocukluğuna dönüp resim yaptığı anı gösteriyor, orda da annesinin şiddetli müdahalesi sahnelenmekte.Diğer davranış eylemlerine kaba engellemelerinin olduğunu.Sybil olarak devam ediyor konuşmalar, büyükannesinin kendisine çok iyi davrandığını, onu çok sevdiğini kanserden kaybettiğini anlatmakta.Ve bu kısımda yeni başka bir kişilik ortaya çıkmakta parisli Victoria.Parisli itiraflara devam ediyor bizden 16 tane var diyor.16 ayrı ayrı kişilik.
Victoria bir andan danışmanın evi olması gerek oraya gelir.Diğer kişilikleri anlatmaya başlar.İki Peggy en; çok çekingen olduğunu, Peggy look’un genelde öfkeli olduğunu, o anda danışmanımız güzel bir soruyla araya girer; Subil, sizleri biliyor mu.Cevap olarak Victoria; hiçbirimizi asla bilmez diye cevaplandırır.Konuşmalar ilerliyor.Victoria’nın diğer kişiliklerle konuşup, bir noktaya kadar kontrol ettiğini.Her karakterin uzman olduğu konuları oldunu.
Yine sinirlendiğim havalarda birbirlerini dinlemeyen sözde iki uzmanın sahnesi var blablabla.
Bilinç kayıplarında ortaya çıkan kişilikleri matruştayla örneklendirmeyle anlatmaya başlar.Bu durumu başlarda inkar eden danışan, öyküsünü daha detaylı anlatmaya devam eder.Annesinin; ufak çocuklara fiziksel tacizlerde bulunması, annesinin; komşularının bahçelerine kendi idrarını bırakması.
Bir sonraki seansta aynı anda birbirinden farklı çifte resim boyama yaptığı gösteriliyor.Bunu daha önce başka bir film repliğinde rastlamıştım hatta o film sahnesini sizlerle paylaşmıştımda.Karakterler aynı anda faklı resimler çizebilmekte, konuşabilmekte.Bunu da burda görmek harika güzel bir detay, çok başarılı bir film.Annesi tarafından kız tecavüze uğrar.
Babasının yanına giderler.Baba karakteride çok baskıcı.Anne hastaneye teşhis için kaldırılmış şizofreni tanısı konulmuş.Tedavisine başlanılmamış.Tedavi için paraları yokmuş sadece dua etmeye başlamışlar öylece.Yine anne karakteri; kızına sürekli şiddet uygulaması, onu durmadan susturması, kollarını ayaklarını bağlaması, zorla idrarını tutması için işkenceler yapması, kemiklerini kırması, buzlu suyla lağman yapması.
Bir sonraki gün/sahnede başka bir kişilik karakteriyle karşımıza çıkar ama kadın bedeninde; oğlan kişiliğiyle.
Kişiliklerin her biri farklı yaşlarda.Hepsini aynı yaşa getirme düşüncesinde olan danışmanımız, hipnoz yöntemiyle tedavi etmeye başlar.Çocukluğunda mutlu olduğu bir günde olmasını ister.Düşünmesini sağlar.Üç yaşını seçer, çünkü anne karakteri onu rahatsız etmez.Nazikçe her bir kişilikle konuşmaya girer.Hipnozdan çıkınca; aynı yaşlarda ve aynı anılara sahip bir bütün içinde olmasını sağlar.
Çoklu kişilik rahatsızlığı teşhisi, geçerli psikiyatrik değerlendirme olarak tanı kitaplarında yer aldı.1998 yılında Sybil olarak tanınan kadının gerçekte; Shirley Ardell Mason olduğu açıklandı.(Shirley ardell mason, 25 Ocak 1923'te Minnesota, Dodge Center'da doğdu ve 26 Şubat 1998'de Kentucky, Lexington'da vefat etti.)
YORUMLAR:
0 comments: