Fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle türetilerek isim, sıfat ve zarf olarak kullanılan kelimelerdir.
Bunlar artık fiil olarak kullanılma özelliğini kaybettikleri için
- fiil çekim eklerini (olumsuzluk eki hariç) alamazlar;
- isim çekim eklerini alabilirler,
- isim sıfat ve zarf (tümleci) olarak kullanılırlar;
- yancümlecik kurarlar.
- İsim-fiiller,
- Sıfat-fiiller (=ortaçlar)
- Zarf-fiiller (=ulaç= bağ-fiil)
Fiillerin adıdır.
Fiillere (basit, türemiş, birleşik) getirilen "-mE, -mEk, -İş" ekleriyle yapılır. Türetilen bu kelimelere mastar; türetmede kullanılan eklere mastar eki denir.
- Bakmak, okumak, yazmak, konuşmak, derlemek, eleştirmek, araştırmak...;
- Bakma, yüzme, seslenme, tamamlama, yarım bırakma, kovalama...;
- Bakış, geliş, gidiş, serzeniş, sesleniş, tükeniş, kurtuluş, çıkış...
- Kitap okumayı çok seviyorum. -> Nesne
- Okumak en faydalı eylemdir. -> Özne
- Sinirli olduğu gelişinden anlaşılıyor. -> Dolaylı tüml.
- Okumamak, yazmama, seslenmeyiş...
- Okumak, yazma, danışma, sesleniş...
- Danışma fiilimsi danışma olumsuz emir
- Kaynaşma fiilimsi kaynaşma olumsuz emir
* Kimi isim-fiiller kalıcı nesne, yer, iş veya kavram adı olabilirler. Bu durumda artık isim-fiil olarak kullanılmazlar. Bunlar olumsuzluk eki de alamazlar.
- Dondurma, danışma, kavurma, kızartma...;
- Çakmak, yemek, ekmek...;
- Alış veriş, gösteriş, direniş...
- Süzme bal, asma köprü, yapma çiçek...
Fiil kök veya gövdelerinden yapım ekleriyle yapılmış sıfatlardır.
Tanı->tanıdık (adam)
kırıl->kırılası (eller)...
"-En, -Esİ, -mEz, -r, -dİk, -EcEk, -mİş" ekleriyle türetilirler
* Sıfat görevinde kullanılırlar. Niteleme sıfatı sayılırlar.
gelen araba, öpülesi el, dönülmez yol, koşar adım, tanıdık yüz, gelecek zaman, olmuş iş...
* Daha sonra isimleşebilirler. İsimleştikleri zaman cümlede isim gibi kullanılırlar.
- Gelenler kimdi? (özne)
- Tanıdıklarımıza rastlayamadık. (Dolaylı tüml.)
- Aldıkları eke göre çeşitlere ayrılırlar:
- Koca şehirde bir tek tanıdık yok.
- Aramadık yer bırakmadık.
- Bugüne kadar görülmemiş bir haksızlık var ortada.
- Pişmiş aşa su katmak.
- Kırılası eller hep zalimin yanında.
- Memleketin o kadar çok görülesi güzellikleri var ki...
- Daha yapılacak çok iş var.
- Çözülemeyecek bir sorun yoktur.
- Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç
- Koşar adım eve gitti.
- Hep bilinen şeylerden bahsetti durdu.
- İşe erken başlayan erken verim alır.
- Gelen adayların kaydını yapıyorlar. (şimdi gelen)
- Akan kanı durdurmalı önce (her zaman akan)
- Kaçan mahkûmları yakalamışlar. (kaçmış olan)
- Okuduğum son kitap
- Okuyacağım ilk kitap
- Yapacağımız işler
- Yapılacakları belirledim.
- Geleceği varsa göreceği de var.
- Diktiğimiz fidanlar meyve vermeye başlamış.
Bu konu uzun süre tartışılacak (çekimli fiil)
Uzun süre tartışılacak bir konu bulduk. (ortaç)
3. Zarf-fiiller (Ulaçlar):
- Fiillerden türetilen ve zarf tümleci olarak kullanılan kelime veya kelimelerdir.
- Ulaçlar yapım ekleriyle türetilir.
- İsim görevinde kullanılmazlar.
a) Bağlama Ulacı: "-İp" ekiyle türetilir.
Bu ek genellikle "ve" bağlacının yerini tutar.
"-İp" ekinin getirildiği fiille onun bağlanmış olduğu fiilin öznesi ve zamanı aynıdır.
Telefon edip hâlini hatırını sordum.< Telefon ettim ve hâlini hatırını sordum
Bu ulacın tekrarlanması fiilin sıkça yapıldığını gösterir:
- Gidip gidip komşuları rahatsız ediyor.
- Bakıp bakıp gülüyor.
- Sınıfa gülerek girdi.
- Olayı adeta yeniden yaşıyormuşçasına anlattı.
- Gece karanlık sokaklarda düşe kalka ilerlediler.
- Dinlene dinlene gittiler.
- Gürültüye aldırmadan işiyle meşgul oluyordu.
- Hiç dinlenmeksizin yedi saat yürüdüm.
- Her şeyi bilircesine konuşuyordu.
- Gülünce gözlerinin içi gülüyor.
- Canım sıkıldıkça şiir okurum.
- Kar yağınca herkes sokaklara döküldü.
- İlk okuduğumda iyi anlayamamıştım.
- Uyurken hep sayıklar.
- Gün ağarırken düştük tarla yollarına.
- Uyumadan önce de yarım saat kitap okunabilir.
- Gelir gelmez seni sordu.
- Buraya geleli çocuğa bir hâller oldu.
- Seni tanıyalı hayatım değişti.
Çok yalnızlık çektiğinden (dolayı) buralarda kalmak istemiyor.
Sizden ayrılacağı için üzülüyor.
f) Bitirme Ulaçları: "-EnE, -İncEyE, -EsİyE" ekleriyle türetilir ve "değin, dek ve kadar" edatlarıyla birlikte kullanılır. Sonraki fiilin bitimini gösterir.
- Sen gelene kadar biz burada bekleyeceğiz.
- Yollar açılıncaya kadar bekledik.
YORUMLAR:
0 comments: