Yusuf bin Necmeddin Eyyub 1138 Tikrit’te doğmuştur. Haçlı Seferleri’ne karşı direnen büyük komutan olarak bilinir. Ünlü kumandan ve siyâset adamı Salahaddin Eyyubi Suriye, Filistin, Kuzey Afrika, Mısır ve Yemen’de kurulan Eyyubi hanedanının kurucusudur. Baalbek ve Şam’da büyüyen Salahaddin, İyi bir tahsil aldı. Mısır ve Kudüs’ü fethedip, hazinelere sahip olduğu halde, ömrü boyunca bir asker gibi yaşadı. Lüzumsuz hiçbir şeye harcama yapmayıp, parayı zaruri ihtiyaçlara ve askeri malzemelere sarf etti. Salahaddin Eyyubi’ye tarih boyunca farklı etnik kökenler atfedilmiş, çeşitli milletler mirasını sahiplenmişlerdir. Fakat oluşan genel kanaat Kürt kökenli olduğudur. El-Hazreci'nin Eyyubileri anlatan eseri "Tarihu Devleti'i-Ekrad" Kürt Devletinin ismini taşımaktadır. Sultan Salahaddin için temel kimlik müslüman olmaktı, ırkı değil islamı savunmuştur
O dönemlerde kendi aralarında bölünen Müslümanlar vardı, Abbasi ve Fatımi halifeleri kendi aralarında savaşıyordu. Halifeliğini sürdürmek isteyen Fatımi, Haçlılarla işbirliği yaptı. 1171’de Bağdat’taki Abbasi halifeliğine bağlılığını ilan eden Salahaddin Eyyubi, Mısır’daki Şii Fatımi halifeliğini savaşarak sonlandırdı. Böylece Eyyubi, Mısır’ın tek yöneticisi durumuna geldi. İki halifeli dönem bitti ve İslam dünyası tek halifeli olduğunu kabul etti. Bunun sonucunda karşıt görüşlü Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik sağlandı, Haçlı ordularına karşı daha güçlü birlik oluşturdular. Salahaddin Eyyubi, Abbasi halifesi tarafından Mısır, Suriye, Yemen, Filistin ve Kuzey Afrika’nın sultanı ilan edildi. Böylelikle Eyyubi Devleti kuruldu.
HAÇLILAR İLE MÜCADELESİ
1187’de Salahaddin Eyyubi, haçlı krallıklarına karşı Hıttin savaşı kuşkusuz en büyük zaferiydi. Haçlıların Kudüs kralı ve ordusu Filistin’deki Hıttin’e kadar ilerlemişti. Bunu bilen Salahaddin, Hıttin’deki tüm su kuyularını çevirdi. Günlerce çölde ilerleyen haçlılar susuzluktan bitkin düştü. Hıttin’e ulaştıklarında Salahaddin Eyyubi’yi karşılarında gören haçlılar savaşmak zorunda kaldılar. Kısa sürede sonuçlanan savaşta haçlılar büyük kayıplar vererek dağıldılar. Müslümanlar Hıttin savaşıyla Kudüs Krallığının büyük bölümünü ele geçirmeyi başardılar. Salahaddin Eyyubi’nin Kudüs’e girmesi Avrupa’daki kralları endişelendirdi. Bunun üzerine krallar bir araya geldiler ve Kudüs’ü tekrar geri alabilmek için III. Haçlı Seferi’nin başlattılar. 1189’da çok sayıda asker, şövalye ve krallarla Kudüs’ü ele geçirmeye geldiler. Üç yıl süren savaş 1192’de Müslümanların lehinde sonuçlandı.
HAKKINDA SÖYLENTİLER
Abdüllatif el-Bağdadi’nin de onun hakkındaki sözleri şöyledir: “Selahaddin-i Eyyubi’yi heybetli bir kimse olarak gördüm. Sözleri, kalplere tesir ediciydi. Yanına ilk girdiğim gece, meclisini âlimlerle dolu gördüm. Her biri çeşitli ilimlerden konuşuyorlardı. Sultan’ın yakınları, onu kendilerine örnek alıyorlar, iyilikte yarış ediyorlardı. Müslüman olsun, hristiyan olsun herkes Sultan’ı çok seviyordu. Onun ölümüyle, insanlar hakiki bir babayı kaybettiler, ölümüne üzülmeyen kimse kalmadı.” Zamanında yetişen âlimlerden İmadüddin el-Katib onun hakkında şöyle demektedir: . “Sultan ile oturan bir kimse, onunla oturduğunun farkına varmaz, bir arkadaşıyla oturuyor zannederdi. Anlayışlı, dinine bağlı, temiz, hataları affeder, kusurları görmemezlikten gelir ve kızmazdı. Asık suratlı durmaz, daima tebessüm eder vaziyette olurdu. Bir şey isteyeni, boş çevirdiği görülmezdi. Herkese çok nazik davranır, kimseye kaba hareketlerde bulunmazdı. Söz verdiği zaman yerine getirirdi.”
KİŞİLİĞİ VE VEFATI
Öldüğü zaman cebinden birkaç gümüş para çıktı. Çok cömertti. Akka Muhasarası için geldiğinde, on binden ziyade atını askerlerine dağıttı ve binecek bir ata muhtaç kaldı. Askeri eğitimden ziyade dini derslere meraklıydı. Sanatla ve ilimle uğraşırdı. Salahaddin'ın biyografisinde Geometri, Astronomi, Matematik ve Aritmatik konularında uzman olduğu yazmaktadır Mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi, Şam’daki Dar’ul-Hadis’den mezun oldu. Düşmana karşı da, İslamın adalet ve ihsan kaidelerinden hiçbir zaman ayrılmazdı. Haçlılar esir Müslümanları kılıçtan geçirdiği zaman, elindeki Hıristiyan esirlere, İslâmiyetin emrettiği şekilde güzel muamelede bulundu. Birçok menkıbeleri dilden dile dolaşmaktadır. Gerek doğuda, gerekse batıda hakkında en fazla kitap yazılan kişi olarak bilinir. III. Haçlı seferi esnasındaki mücadelesi ve gösterdiği sağlam irade, Haçlı seferleri tarihinde, onun İslam dünyasının kahramanlık sembolü haline gelmesini sağladı. Büyük bir kumandan, devlet adamı, imarcı, kültürel ve insani değerlerin koruyucusu olarak tarih kitaplarına geçmiştir. Gerektiğinde düşmanlarının dahi yardımına koşmaktan çekinmezdi. İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard ile olan ilişkileri bunun canlı birer örneğidir. Avrupalılar gerçek bir İslam kahramanı görmüşler ve onun mertliğine, iyilikseverliğine karşı hayranlıklarını gizleyememişlerdir. Salahaddin Eyyubi 1193 yılı hayata gözlerini yumdu. Hastalığında kapının önündeki devlet bayrağını kaldırtıp, onun yerine aynı direğe kefenini astırmış ve bu işe memur ettiği bayraktara emir verip durmadan şöyle bağırmasını emretmiştir: “Sultan Salahaddin’in dünyadaki fetihlerinden ahirete götürebileceği şey, işte bu kefenden ibarettir.”
YORUMLAR:
0 comments: