Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Psikolojik travma ile nasıl başa çıkarız

Günlük hayatımızda acı tatlı çok fazla şeyler yaşıyoruz. Sadece bir günümüzü analiz ettiğimizde aslında durumu çözeriz. Yataktan çıktığımız andan başımızı yastığımıza koyduğumuz zamana kadar geçen süre ruh halimizde çeşitli etkiler bırakır.
İnsan sadece etten kemikten oluşmuyor sonuçta, duygusal bir varlık. Elbette bir anımız diğerini tutmayacaktır. Hatta şöyle bir durum söz konusu ki, yıllar içerisinde sevdiğimiz şeyler bir anda en büyük nefretimiz bile olabilir.

İnsanın damak tadı bile 10 yılda bir değişir

Evet, damak tadımızın her 10 yılda bir yenilendiğini biliyor muydunuz mesela? Düşünün bugün ağzıma almam dediğiniz yemekleri 10 sene sonra yeme ihtimaliniz var.

İnsan psikolojisi fiziksel, çevresel bütün faktörlerden etkilenerek şekilleniyor. Aslında hepimiz yer yüzünde başımızdan geçen olaylara verdiğimiz tepkilerle var oluyoruz. Bu süreçte yaşadığımız stres ruhumuzda bazen onulmaz yaralar dahi açabiliyor.

Psikolojik travma kişiye göre değişir

Her birimiz diğerimizden farklı olduğuna göre, yaşananlardan etkilenme durumumuz da buna göre değişiyor. Seni derinden yaralayan bir olay benim umrumda bile olmayabiliyor, örneğin. Bu durumda şöyle bir çözüm üretebiliriz. Demek ki anlayışımıza getireceğimiz algı kontrolü bizi travmalardan ziyadesiyle koruyacaktır. Bir olay karşısında güçlü durmaya çalışmak, kişinin travmaya direnişini artıracaktır. Tabii ki güçlü duracağız diye kendimizi daha çok yormadan.

Psikolojik travma bizi savunmasız anımızda yakalar

Çocukken hepimiz savunmasızızdır. Hatta evveliyatına gidecek olursak annemizden aldığımız güç bizim daha anne karnında bir travma yaşamamıza engel olacaktır. Savunmasız olduğumuz, her şeyi öğrenmeye açık ve bir o kadar da her şeyden bir haber o korkusuz zamanlar bir yandan da büyük travmalar yaşamaya açık olduğumuz zamanlardır.

Her şey ailede başlar

Her anlamda doğru olan bu söz hayata karşı duruşumuzu şekillendirdiğinden burada önem kazanır. Babanın anneyi her şeyden korumaya dikkat edişiyle annenin mutlu ve huzurlu bir hamilelik geçirmesi, sonra annenin de kendini korumayı bilmesi, bir birey dünyaya getirirken onun ruhsal gelişmi için oldukça önemlidir. İşte burada başlayan yolculuk saadet zincirinin ilk halkasını atar. Her adım bir halkadır ve sağlamlığı önemlidir.

Büyürken yalnız mıyız

Belki de büyürken yalnızızdır. Çünkü ne kadar destekçimiz olursa olsun hayat bizi hep kendi kararlarımızı vermeye zorlar. Doğru olanı seçmek zor elbet. Ya da doğru diye bir şey var mı o da tartışılır. Hayatın bize bu doğru, bu da yanlış deme şekli fazla komplikedir çünkü. Üstelik bugünün doğrusunun yarının yanlışı olmayacağı garantisi de yok ki…

Psikolojik travmadan naasıl etkileniriz

Olayların yaşanış şekli, hatta art arda sıralanışı bizi oldukça stresli bir ortama sürükler ve duygusal anlamda etrafı bir sessizlik kaplar. Sonra da yüksek sesle çığlıklar attığımızı ama kimsenin sesimizi duymadığını fark ederiz. Aslında bu sürecin bir travma olup olmadığını bulmaya çalışmaktansa önce bu olaydan ne kadar etkilendiğimizi çözmeye çalışmalıyız.

Çaresizlik içinde kıvrandığımız güvensizlik duygusunun etrafımızı sardığı zamanlar kapıdadır artık. Üstelik artık yalnızlık duygusu içimizde dipsiz bir boşluktur.

Psikolojik travmaya karşı ne yapmalıyız

İçinde bulunduğumuz durum artık bizi pençesinde tutuyorsa yapılacak en doğru şey tabii ki psikolojik destek almaktır. Ancak bunun dışında kendi ruhumuzun doktoru olmaya da hayatımızın akışı için devam etmeliyiz.

Ruhunuzda hasara yer açan konu her ne ise, onu ısıtıp ısıtıp tekrar sofraya getirmenin bir anlamı olmadığını kabul etmelisiniz. Anılar yalnızca yüzünüzü gülümsetiyorsa konuşun, tekrar tekrar anlatın. Yoksa bu sizi üzmekten başka bir işe yaramayacaktır. Sadece anlatmaktan, hatırlamaktan kaçınmak yetmez. Eğer sizi böylesine sarsan bir olay ile karşı karşıyaysanız bu duruma sebep olmuş insanlardan da uzak durmalısınız.

Duygularınızı saklama ihtiyacı hissettiğiniz bir dönemde olduğunuzu siz de fark ediyorsunuz artık. O zaman kendinizi biraz zorlamayı deneyin. Hala nefes alıyorsunuz ve hayat bitmedi. Her günün yeni bir gün olduğunu unutmayın. Önce değerli olduğunuzu kendinize hatırlatın ve sonra sevdiğiniz insanlarla kaliteli zaman geçirin.

Affedin

En önemli adım, önce kendinizi sonra mümkünse bunları yaşamanıza sebep olmuş insanları affedin ve yine onlardan uzak durun. Bırakın onlar kendi iç dünyalarında bunun savaşını versinler. Siz değerlisiniz, bununla mutlu yaşayın. Hikayenizin sonunu siz kendiniz yazın ve sonu güzel bitsin.
PAYLAŞ
Banner

Danisman Hocam

YORUMLAR:

0 comments: