Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Veda

Oysaki doğruyu en hakikatiyle aktarmıştır bu dizeleriyle...
"Sizin hiç babanız öldü mü
Benim bir kere öldü, kör oldum
Yıkadılar, aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu, kör oldum"

der Cemal Süreya ..

Ölü evi...
Ne soğuk bir tanımlama! Daha dün, yüzü yaşama dönük, sıradan bir evdi oysa. Ne değişmişti şu kısacık zaman içinde? Ailenin erkeği, reisi, direği bir anda çekip gidivermişti bu âlemden.
  Hiç kimse, hiçbir ev, hiçbir mekân ölümsüzlük güvencesi altında değil. Bugün içinde hüzünlerin, sevinçlerin, umutların, umutsuzlukların kol gezdiği, hıçkırıkların ya da kahkahaların yankılandığı her ev, yarın bir ölü evine dönüşebilir..


diyerek yazmıştı bir kitabını Canan Tan..

Gören gözleri, duyan kulakları, o derin duygularındaki hislerini en açığa vurduğunda doğrusunu bir tokat gibi çarptığında yüzüne hayat... Anlarsınız... Sevdiklerinizi kaybettiğinizde bu satırlarda bulursunuz kendinizi.. Boğazınız düğümlenir, yutkunamazsınız.. Bir süre öylece durur düşünmeye başlarken ağlarken bulursunuz kendinizi... Ve işte o an anlarsınız, anlarsınız ki sevdiğinizi kaybetmişsinizdir.. Geri dönüşü olmayan yollara girmişsinizdir.. Geriye yeri doldurulamayacak ve daima boş kalacak o insanın sadece mezarına gidip toprağına dokunduğunuzda anlayacaksınız.. Ardında bıraktığı anılarıyla tekrardan ağlamaya başlayacaksınız, ağlarken nefes alamayacaksınız belki de. Bağırmak isteyeceksiniz ama sesiniz çıkmayacak. Kaybettiğiniz o insana sarılmak isteyeceksiniz ama o hayatta olmayacak..

Sevdikleriniz hayattayken onlara sevdiğinizi söyleyin ve onları incitmekten kaçının. Elinize her fırsat geçtiğinde değil, onlar için zaman ayıracaksınız ki hayat sizi onlardan ayırdığında keşke yerine iyikileriniz olsun ve iyikileriniz keşkelerinizden çok olsun öyle çok olsun ki aklınıza keşke nedir diye gelmeye fırsat kalmasın.. İyikiler biriktirin.. Hayat kısa, zaman sevdiklerinizi almaya bir adım daha yaklaşmışken.. Pişman olmamak adına...

PAYLAŞ
Banner

YORUMLAR:

0 comments: