Peki Çeklerin neden bu kadar çok kütüphanesi var? Çek Cumhuriyeti’nde on yıllar boyunca her topluluğun, büyük bir şehirde ya da küçük bir köyde de olsalar, bir kütüphaneye sahip olması yasal zorunluluktu. Yasa, 1919 yılında Çekoslovakya’nın bağımsızlığına kavuşmasıyla yürürlüğe kondu. Yasanın arkasındaki fikir, Almanca konuşulan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’ndan kopan ülkeyi uluslararası edebiyat ve eğitime teşvik etmekti.
Yasa işe yaradı. Çek Ulusal Kütüphanesi Kütüphanecilik Enstitüsü yöneticisi Vit Richter, “Çekler, diğer halklara göre güçlü bir okuma alışkanlığı geliştirdi: Kişi başına ortalama yılda 11 kitap düşüyor,” dedi. Türkiye’de bu rakam yaklaşık 4.
Kütüphane yasası Alman işgali, komünist dönem ve hatta Slovakya’nın 1990’lardaki dağılmasında bile yürürlükte kaldı. Bugün kütüphanelerin önündeki tehdit ise bütçe kesintileri. 2001’de tasarruf yönelik ihtiyaç oluştuğunda ülkede 6019 kütüphane bulunuyordu. O günden beri bu kütüphanelerin yaklaşık yüzde 11’i ya birleştirildi ya kapatıldı.
Bugün varlığını sürdüren kütüphaneler ise, nostaljik ve işlevsiz yapılar olmak yerine, enerjik ve güncel olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Seçim zamanları oy verme yeri olarak kullanılıyor ve yerel buluşmalara ev sahipliği yapıyorlar. Okuma kulüpleri, sergiler düzenliyor, bilgisayar kursları veriyor ve gün boyu okul çocuklarını ve emeklileri ağırlıyorlar.
YORUMLAR:
0 comments: