Bu Blogda Ara

slider

Son Paylaşılan

Navigation

Hayvanlar da acı çekiyor mu?

Detaylar..
Acı, duyusal ve duygusal bileşenleri olan kompleks bir deneyimdir. Yalnızca nasıl hissettirdiğiyle alakalı değil, aynı zamanda da bizim onu nasıl hissettiğimizle alakalıdır. Ve biz insanlar bu hoş olmayan hisleri acıyla ilişkilendiririz.Hayvanların fiziksel acı hissettiklerini kesin olarak biliyoruz, fakat bizim hissettiğimiz gibi duygusal bir acının hayvanlar için de geçerli olup olmadığı hakkında pek fazla bilgi sahibi değiliz. Ve eğer hayvanlar da böylesi duygusal acılar hissediyor ise, bunu nasıl ölçebiliriz?

Öznel bir duygu olarak, acı, fiziksel doku hasarı olmadan da hissedilebilir ve hissin seviyesi; korku, hafıza ve stres gibi diğer duygular tarafından değiştirilebilir. Acı, aynı zamanda da farklı boyutlara sahiptir. Genellikle yoğunluk biçiminde tarif edilen acı, öte yandan bir “karaktere” de sahiptir. Örneğin, iğneleyici bir sözün verdiği acı bir diş ağrısının, bel fıtığının ya da doğum sancısının verdiği acıdan oldukça farklıdır. Neredeyse hepimiz hayatımızda mutlaka acı deneyimlemişsizdir, fakat her insanın deneyimi kişisel olarak eşsizdir.

Diğerlerinin acısını anlamak ya da değerlendirmek için çoğunlukla kişinin bu durumu nasıl tariflediğine dayanırız. Fakat, bizimle sözlü olarak iletişime geçemeyen ve acısı hakkında bize bilgiler veremeyen pek çok canlı da vardır. Örneğin bebekler, öğrenme eksikliği olanlar veya çeşitli akıl hastaları. Bu durumlarda insanlar, acının varlığını ve onun kişi üzerindeki etkisini anlamak için çeşitli faktörler kullanmak zorundadır.

Acı için tamamen kötü bir fenomendir diyemeyiz, çünkü evrimsel olarak bizi tehlikeden uzak tutan ya da iyileşmemize sebep olan koruyucu bir görev üstlenir. Örneğin, kırık bir ayak bileğinin üzerine basarak yürümeye devam etmekten bizi alıkoyan hissettiğimiz acıdır. Fakat, eğer etkin bir biçimde idare edilmezse, yaşamlarımız üzerinde korku, öfke, endişe ya da depresyon gibi oldukça ciddi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ve kronik ağrı toplumdaki milyonlarca insan için önemli bir husus haline gelmiştir.

Hayvanlarda Acı

Acının doğası belki de hayvanlarda daha da karmaşıktır. Acının nasıl hissedildiği ve acının arkasındaki fiziksel süreç memeliler ve insanlar arasında oldukça benzerdir. Ayrıca, türler arasında acının sebep olduğu oldukça fazla benzer davranış biçimi söz konusudur. Örneğin, diğer insanlardan ya da diğer hayvanlardan uzaklaşmak, daha az yemek yemek, acılı sesler çıkarmak ya da kalp atışlarının hızlanması gibi. Hayvanlara acı vereceği düşünülen pek çok şey, birçok ülkede yasal olarak yasaklanmış olmasına rağmen, hayvanların acıyı nasıl hissettiklerini tam olarak anlayabilmiş değiliz.

Hayvanlarda, acı deneyiminin bazı yönleri ve ifade edilişi insanlardakiyle aynı değildir. Öncelikle, hayvanlar acılarını sözlü olarak ifade edemez. Köpeğiniz acıyla havlayabilir ve davranış değişimlerini fark edebilirsiniz fakat ya evcil bir tavşan, kedi, kaplumbağa ya da at söz konusu olduğunda? Hayvanlar, insan gözlemcilerinin acıyı fark etmelerine, bu acının ciddiyetini ve etkilerini değerlendirmelerine bağımlıdır. Bir kemik kırığı için yapılacak cerrahi müdahalenin ardından iyileşeceklerini anlatan yatıştırıcı sözcükleri anlamamaları, hayvanların acıyı bizim hissettiğimizden daha fazla hissetmelerini muhtemel hale getirebilir. Hayvanların acı ve ağrıyı hissetme kapasitelerine dair tartışmalar 20. yüzyılda daha da hiddetlendi. Fakat acıya dair daha fazla kavrayış geliştirmemiz ve acının hayvan yaşamları üzerinde gözlemlediğimiz etkileri, veteriner operasyonları, bunun yanı sıra pek çok -hayvan- davranışsal bilimcilerin ortaya çıkmasıyla bu deneyimlerin hayvanlarda acıya sebep olduğunu artık biliyoruz. Örneğin, hayvanlar ve aslında klinik ağrı işaretleri gösteren kuşların iyileştirici etkisi olmayan yiyeceklere kıyasla ağrı kesici etkisi (anajezik) gösteren yiyecekleri tercih ettiklerini ve davranışsal ölçümlerle hayvanların gelişme gösterdiklerini biliyoruz.

Öte yandan, yalnızca köpeklerimizin ya da kedilerimizin acı çekmediğini, aynı zamanda koyun, inek, domuz ve atların da ağrının olumsuz etkilerine maruz kaldıklarına dair oldukça güçlü deliller olduğunu biliyoruz. Fakat, farklı türlerdeki acının tanımlanması da hayvansal acının komleksliğinin bir parçası.

Davranışsal rahatsızlıklar, uzunca bir süredir hayvanlarda acının var olduğuna dair potansiyel işaretler tanımlanıyor. Ancak, her türün acı-ilişkili davranışlarını ya da davranışsal rahatsızlıklarını, evrimsel süreçte kök bulan farklı şekillerde ortaya koyduğunu belirtmekte fayda var. Örneğin, köpekler daha agresif veya sessiz hale gelebilir ya da diğer insan veya köpeklerden uzaklaşmaya başlayabilirler. Öte yandan, koyunlar ise diğerleriyle büyük oranda benzer görünürler. Ancak acının bazı ifadeleri korunmuş olabilir. Güncel bir araştırma, insanlarda ve diğer hayvan türlerinde şiddetli ağrılar sırasında yüz ifadelerinin bazı özelliklerinin benzerlik gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu bulgular ve diğer birçok çalışma hayvanlardaki acıyı değerlendirme araçları bünyesinde toplanıyor, çünkü Kelvin sıcaklık değerinin arkasındaki isim olan büyük bilim insanı Lord Kelvin’in de dediği gibi: “Ölçemezseniz, sayısal olarak ifade edemezsiniz…” Dolayısıyla, acıyı etkin bir biçimde tedavi ve idare edebilmek için onu ölçebilmeliyiz.

Ve bu araçlara dair oldukça fazla bir talep var. İlk olarak 2007 yılında köpeklerdeki şiddetli ağrıları ölçmek için kullanılan ve basit bir araç olan Glasgow Composite Pain Scale, altı farklı dile çevrildi. Ve acıyı etkin bir biçimde tedavi edebilmek için veteriner uygulamalarında kullanıldı. Bu araç ayrıca hayvan sağlığı merkezleri tarafından geliştirilen yeni ağrı kesici ilaçların etkinliğini ölçmede de kullanıldı. Kronik ağrının etkilerini ölçmede kullanılan araçlar, örneğin; köpeklerin yaşam kaliteleri üzerine geliştirilen osteoartritler artık erişilebilir durumda ve kronik vakaların tedavisinde önemli bir gelişme olarak adlandırılıyor.

Öte yandan, hayvanlardaki acıya dair duyarlılığın artırılması yönünde küresel düzeyde bir çaba söz konusu. World Small Animal Veterinary Association isimli kuruluş, Global Acı/Ağrı Meclisini kurdu ve hayvan bakıcıları ve veterinerler için ağrının tanımlanması, ölçülmesi ve tedavi edilmesine dair global düzeyde bir bilimsel inceleme raporu yayınladı. Köpekler, insanın en iyi arkadaşları olabilir fakat beraber çalıştığımız, bakımını üstlendiğimiz ve hatta eğlendiğimiz diğer hayvanlar için de ağrının nasıl hissettirdiğini bilmemiz, bu arkadaşlarımızın yaşam kalitesinin artırılması için de önemlidir.

Kaynak ve İleri Okuma:

– Danbury, T. C., C. A. Weeks, J. P. Chambers, A. E. Waterman-Pearson, and S. C. Kestin. “Self-selection of the analgesic drug carprofen by lame broiler chickens.” The Veterinary Record 146, no. 11 (2000): 307-311. – Colpaert, F. C., J. P. Tarayre, M. Alliaga, LA Bruins Slot, N. Attal, and W. Koek. “Opiate self-administration as a measure of chronic nociceptive pain in arthritic rats.” Pain 91, no. 1 (2001): 33-45. – Chambers, Christine T., and Jeffrey S. Mogil. “Ontogeny and phylogeny of facial expression of pain.” Pain 156, no. 5 (2015): 798-799. – Nolan, A. “Do animals feel pain like we do?”
PAYLAŞ
Banner

YORUMLAR:

0 comments: