Detaylar..
Nasıl mı yazıyorum? Bilmem. Bir duygu ya da düşünce tohum gibi düşüyor ruhumun topraklarına, zamanla büyüyor, olgunlaşıyor, hasat zamanı gelince oturup yazıyorum.Yazmak, kalbin ağlamasıdır. Yazmak, ruhun kanamasıdır. Yazmak, insandaki deruni bulutların yağmur olup kalemden süzülmesidir.
Bir ses, bir suret, bir koku, bir hayal, bir ah ruhuma dokunuyor, muhayyilemi tahrik ediyor, ben de oturup yazıyorum.
Manalar kalemime nereden geliyor, sayfalara nasıl akıyor, bilmiyorum, ben de hayretteyim.
Hayatın kıyısında sınavını yaşamaya çalışan bir faniyim işte. Sürekli arama, bulma, bilme, olma cehdi içindeyim.
Edebiyatsız bir edebiyat benimki. Niyet etmiş, karar vermiştim. Üslubum berrak dağ suları gibi olmalı demiştim. İçindekini göstermeli, perdeler olmamalı.
Hani neredeyse kelimesiz yazmak istiyordum. Kendimi silmek adeta. Yok olarak var olmak. Fenada bekaya erişmek.
Bunu ne kadar yapabildim, bilmiyorum. Bir meziyetim varsa o da samimiyetimdir.
Hep kendim olmaya çalıştım. İnandıklarımı yazdım. Hakiki duygularımı dile getirdim. Hayatı anlama çabam esnasında kalbime dokunanları anlattım, anlatıyorum.
(Bu yazıyı, yazar Ömer Sevinçgül demekte bende bu deyimiyle aynen.)
YORUMLAR:
0 comments: